Atatürk Sakarya Muharebesine Giderken Üç Kaburga Kemiği De Kırıktı

Doktor Nazım Şakir anlatıyor:

Sakarya Savaşı başlamak üzereydi. Ben o sırada Cebeci Hastanesinin sertabibiydim. Has­taneye mütemadiyen yaralılar geliyordu. Bir ara hepimizi heye­ canlandıran bir haber geldi:

“Mustafa Kemal geliyor“

Biraz sonra, Gazi, maiyetiyle hastane­ye geldi.

Cephe teftişinde bir kaza ge­çirdiğini biliyorduk. Yapılan röntgen muayenesinde üç ka­burga kemiğinin kırık olduğu anlaşıldı. Muayeneyi yapmış olan Prof. Mim Kemal, yanıma gele­rek:

“Bu vaziyette tekrar cep­heye gitmesi doğru olmaz.” dedi. “Bir müddet istirahat etmesi lâzım.”

Bunu kendisine söylediğimiz zaman Atatürk, kaşlarını çattı:

“İstirahate vakit yok.” de­di. “Derhal hareket etmem lâzım.”

Ne kadar ısrar ettiysek, din­lemedi. O’na lâzım gelen teda­viyi tatbik ettik. Atatürk, büyük bir ıstırap duyduğu ve bir ara, sapsarı kesildiği halde, hiç şikâ­yet etmedi. Göğsü sarıldıktan sonra, Mim Kemal’e doğru dö­nerek:

“Biraz sonra gideceğim!” dedi.

Atatürk’ün annesini de teda­vi etmiş olan bir doktor sıfatıyla şunu da söyleyebilirim ki, Atatürk annesine çok düşkün­dü, gayet iyi hatırlıyorum, Bü­yük Taarruz başlamadan evvel­di. Atatürk, cepheye gitmeden evvel, annesine vedâ ettiği va­kit, üzerinde ne kadar para var­sa, hepsini annesine vermişti… Annesini ziyarete gittiğim va­kit, yaşlı gözlerle bana oğlunun bu hareketinden bahsederek:

“Oğlum, zengin bir insan değil ama, Büyük Başkuman­dan…”

Bunu söyledikten sonra, göz­lerinden yaşlar döküldü. Oğlu için ne kadar endişe ettiğini bi­liyordum. Ama bunu başkaları­na hiçbir zaman belli etmemeye çalışıyor ve bütün bir milletin fedakârlığa katlandığını idrak eden bir kadın olarak daima başkalarına cesaret telkin ede­cek şekilde hareket ediyordu.


Kaynak: 10 Kasım 1963, Hürriyet Gazetesi