Atatürk Hakkında Uçuk Uydurmalar: Ölürken Toprak Kabul Etmemiş!
Ölürken iman etme teşebbüsü de pek işe yaramamış. (E… sonra ne olmuş?) ebediyen cehennemlik olmuş (!)
İnsan akıl ölçüsünü kaybetmeye görsün, bu tür incilerin daha da büyüklerini yumurtlar.
Sonsuza kadar cehennemlik olmuş. Nereden biliyorsunuz, haber mi alıyorsunuz? Herhalde alıyorlar (!)
Bu uydurmaları sözüm ona İslami ağızla yapıyorlar. İslam’da bir kişinin cennetlik, cehennemlik olma durumunun takdiri yalnız Tanrı’dadır, Tanrı Peygamberine bile böyle bir takdir yetkisi vermemiştir. Ama gelin görün ki bunlarda, böyle takdir yetkisi var.
Katafalkın önünden geçen bazı vatandaşların belgesellerde, fotoğraflarda görülen ağlamaları, üzüntüden değil, zorla getirilmeleri sırasında jandarmanın vurduğu dipçik acısındanmış (!)
Ey gafiller, uydururken hayal gücünüzü sonuna kadar kullanıyorsunuz ama uydurduklarınızı süzgeçten geçirmiyorsunuz. “Nasıl olsa yutarlar” diyorsunuz. İnandırıcı olabilmeniz için mantığı da devreye sokmanız gerekir. Ama o zaman da uyduramazsınız.
Süzgeç kullanmadığınız için bu uydurmanızda önemli bir hataya düşmüşsünüz. Katafalk önünden geçiş İstanbul ve Ankara‘da(1) olmuştur. Buraların güvenliğinden sorumlu olan birim ise polis teşkilatıdır. Jandarma değildir.
Dolayısıyla uydurmadaki jandarmanın vurduğu dipçik acısı yerine polisin vurduğu cop acısını kullanın. Daha inandırıcı olur.
Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı tabutu, Dolmabahçe Sarayının büyük tören salonunda bir katafalk üzerine yerleştirilir ve 16 Kasım 1938 günü halkın ziyaretine bırakılır.(2) Yüksek rütbeli subayların saygı nöbeti tuttukları, Türk bayrakları ve çiçeklerle donanmış tabutu, 50 binden fazla İstanbullu gece gündüz demeden ziyaret eder. Hatta bu kalabalıkta 14 yurttaş ezilir.(3)
Programa göre 18 Kasım saat 24:00’te saygı geçişinin bitmesi gerekmektedir.(4) Ancak bu gerçekleşemez. Saat 24.00 olmasına rağmen saygı geçişinde bulunmak isteyenler bitmez, kapıda büyük bir kalabalık beklemektedir. Zorunlu olarak ziyaret saati sabahın ilk saatlerine kadar uzatılır. Bu veda ziyaretleri ve saygı geçişleri bir gözyaşı seli ile akmıştır.
Gömülürken toprak bile kabul etmemiş (!)
Böyle bir doğaüstü olaya kim tanık olmuş? Bunu diyen, yazan, anlatan var mı? Atatürk’ün Anıtkabir’de toprağa verilişinde hazır bulunanlar biliniyor. Bunlardan kim böyle bir şey söylüyor? Hepsinin yanıtı tek kelime. Yok!
Toprak, aklın egemen olduğu hangi çağda böyle bir iş yapmış? Bunun örneği var mı? Yok!
Aslında böyle diyenlere denecek bir şey yok, çünkü onların düşünme sistemleri artık kronikleşmiş, iflah olmaz durumda ama bu tip zırvalara kapılanlara bir iyi dileğimiz var. Tanrı akıl, fikir versin.
(1) “Belgelerle Atatürk”, s.164, MSB Yayını, Ankara, 1999.
(2) Kocatürk, s.597, 598.
(3) Şehsuvaroğlu, s.43.
(4) “Belgelerle Atatürk”, s.135, MSB Yayını, Ankara, 1999.
Atatürk’ün Özel Yaşamı, İsmet Görgülü, Bilgi Yayınları s.180, 181, 182.
- Atatürk’ün Sofrasına Ve İçkisine Yönelik Saldırılar
- İngiliz, Alman ve Vahdettin Tarafından Atatürk’e Teklif Edilen 3 Rüşvet