Atatürk, ‘Ağa Camii’ Tamir Ve Temizlik Masrafını Kendi Cebinden Karşılamıştı
Hemen aşağıda, Nazmi Kal’ın Atatürk’ten Duymadığınız Anılar adlı eserinden bir anı okuyacaksınız. Nazmi Kal 1975 ve 1980 yılları arasında Atatürk’ün yakın çevresinde yaşayanlarla, garsonundan generaline, katibinden koruma polisine, o yıllarda hayatta olan birçok değerli şahsiyetle röportaj yapmıştır.
Şimdi okuyacağınız anıyı, 1970’lerde Nazmi Kal’a mektupla yollayan şahıs maalesef adını yazmamış. Muhtemelen kendisinden röportaj alınmasını istememiş. Anılarından soyadının Çakır olduğu veya Atatürk’ün kendisine Çakır diye hitap ettiği anlaşılıyor.
(Nazmi Kal ile irtibata geçip, anıların Çakır tarafından yazılan orijinal nüshaları yollamasını rica ettik. Çünkü çok önemli detaylar mevcut. Kısa süre içinde mustafakemalim.com‘da yayınlayacağız. )
Çakır anlatıyor:
Büyük Atatürk’ün 1927 yılında 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlaması dönüşünde Haydarpaşa’dan saraya gelişinde Çankaya motoruna bindiler. Ben de motor kaptanı idim. Yanında Sinop Milletvekili Recep Zühtü ve İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ vardı. Harem Üsküdar arası sahili o zamanlar çöplük idi. O pisliği görünce “Burası ağaçlık olur” dedi. ”Üsküdar kaymakamına emir verin ben bir kart vereceğim Geyve’den bir kamyonla çam ağacı getirin buraya dikin. Üsküdar itfaiyesi de bunları daima sulasın” dedi.
FLORYA KÖŞKÜ’NÜN YAPILIŞI
Paşa’nın çok sevdiği Sinop mebusu Recep Zühtü Bey’i saraydan aldık. “Müsait bir yerde deniz banyosu yapacağım beni öyle bir yere götür” dedi. Çok iyi bildiğim ve iyi tanıdığım Florya koyuna götürdüm
Banyosunu aldı. Oradan Atatürk’ün bulunduğu Büyük Ada’daki Anadolu kulübüne geldik. Ben iskeleye motoru bağladım bekliyordum. Anadolu kulübünden bir inzibat bir polis geldi. ”Seni Gazipaşa’ya götüreceğiz” dediler. Gittim.
“Bugün Recep Bey’i banyoya nereye götürdün” diye sordu.
“Çakır, yarın sabah git oraya bir işaret koy, Orhaniye kışlasından marangoz uzman göndereceğim. Orada bir deniz köşkü yapacaklar.”
15 gün içinde köşk yapıldı ve hizmete girdi.
Temmuz ayı içinde Ressam Çallı İbrahim Ata’yı Kanlıca’da ki evine davet etmiş o da icabet etti (Uydu). Oraya giderken yanıma gelerek “Eğer bir mahsur (sakınca) yoksa Anadolu hisarına yanaş” diye emir verdi.
Arkadaşlarına “Buradan yaya olarak Kanlıca’ya gidelim, bu sahilleri çok severim” dedi.
Anadoluhisarı’na çıktığımızda ikindi ezanı okunuyordu. İskeledeki esnafa ezanın nerede okunduğunu sordu. Onlar da “iskele civarındaki mescitten okunduğunu” söylediler.
Gelmişken “camiyi göreyim” dedi. Camiye vardığında müezzin minareden iniyordu.
Gazipaşa “Sen bu camiin nesisin?” diye sordu. O da “hem müezzini hem imamı” cevabını verdi.
“Öyleyse tam yerine tesadüf ettik. Peygamberimiz Mekke’den Medine’ye ne zaman hicret etti?” diye sordu. Hoca yanlış cevap verdi.
Yanında bulunan belediye başkanı Muhittin Üstündağ’a “Nuruosmaniye camiinde bir kurs açın bunlar dinlerini öğrensinler” dedi.
Vali ve Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ Atatürk’ü Haliç ile Sütlüce arasında bir buz fabrikasının açılışına davet etti. Kurdelesi kesildi. Giderken Kasımpaşa camiinde bir cenazeye tesadüf ettiler. Cenaze bir hayli kalabalık idi. Cenaze Hasköy üzerinden kabristana giderken Paşa da dönüyordu. Paşa arabasını durdurdu “cenazenin kim olduğunu” sordu. Birisi “babamdır” dedi.
Delikanlı “kabristan uzak, gelemiyorlar” deyince Atatürk Muhittin Üstündağ’a “cenaze günleri kabristana servis koy” emrini verdi.