1. Devre Trabzon Milletvekili Nebizade Hamdi Bey’in Atatürk Anısı
Saltanat ve hilâfetin ilgası için, Mustala Kemal, ben de dahil olmak üzere 5 – 6 mebus arkadaşı vazifelendirdi.
Meclis, içtima halinde idi. Biz teklifi hazırlamak üzere Şer’iye Encümeni odasına girdik. Fakat kısa bir müddet (5 – 10) dakika sonra böyle bir teklifin hazırlandığını duyan softa ve yobaz mebuslar odaya geldiler. Meclis içtüzüğüne göre, bunların komisyonda rey hakkı yoktu, ama konuşulan mevzu üzerinde mütalâa serdedebilirlerdi. Buna dayanarak uzun uzun konuştular. Üzerinde ısrarla durdukları şu idi:
– Evet, saltanat kalkmalıdır, ama hilâfet kalmalıdır. Zira İslâm âlemini temsil eden böyle bir mercün elimizden çıkması doğru olmaz. Hilâfet yaşasın! Kalkmasın.
Bu hava içinde encümen daha 1. maddeyi bile yaşamamıştı. Bu durumda, odadan çıkıp Mecliste bulunan Mustafa Kemal’e durumu anlattım. Mustafa Kemal hiçbir şey söylemeden koridorda Şer’iye Encümeni odasına doğru yürümeye başladı. Encümenin yarı açık kapısından içeriye şöyle bir baktı.
Sarıklı hocaların arasında Celâlettin Arif Bey’in hararetli bir şekilde teklifin aleyhinde konuştuğunu gördü. C. Arif Bey arkası dönük olduğu için durumun farkında değildi. Mustafa Kemal bu heyecanlı nutku, tebessümle (sinirinden gülerek) sonuna kadar dinledi. Konuşmasını bitiren Celâletfcin Arif kapıya doğru yürüyünce Mustafa Kemal’le karşılaştı. Karşılaşmasıyla, Atatürk’ün gür sesi odadaki softaların yüzünü tunç renkli adama çevirdi:
– Celâlettin Efendi, biz büyük inkılâplar yaptık ve yapıyoruz. Bu inkılâplar senin mantığınla, senin anlayışınla yürümez ve yürümeyecektir
Kaynak:Ulus Gazetesi, 23 Nisan 1962